Mutluluğun Abartılan Dünyası
Çok az mutluluk müdahalesi gerçek bir etki göstermektedir.
Önemli Noktalar
- Yakın zamanda yapılan bir sistematik inceleme, birçok mutluluk müdahalesinin altında yatan kanıtları değerlendirdi.
- Müdahalelerin çok azı uzun vadeli mutluluk için tutarlı faydalar göstermiştir.
- En tutarlı fayda sağlayan müdahale sosyal ilişkilerle ilgiliydi.
Mutluluk endüstrisinin 11 milyar dolardan fazla değere sahip olduğu göz önüne alındığında, görünüşe göre pek çok insan için yakalanması zor bir şey ve en azından Amerika Birleşik Devletleri’nde, mutluluğun 2008 ve 2022 yılları arasında büyük ölçüde düştüğü göz önüne alındığında (Dünya Mutluluk Raporu, WHR 2023) mutluluk arayışı çok fazla getiri sağlamamıştır. Sektörün değeri ile etkinliği arasında biraz kopukluk var gibi görünüyor.
Yine de, bir yaklaşımın veya aracın insanların mutluluğunu artırabileceğini iddia eden kendine yardım kitapları, web siteleri ve hatta bilimsel çalışmalar konusunda bir eksiklik yok. Kendi kendine yardım kitapları ve web siteleri tarafından tanıtılan kanıt destekleyici araçlar genellikle daha vaka temelli olsa da bilimsel olarak çalışılmış müdahalelerin altında yatan kanıtların daha geçerli olmasını beklemeliyiz.
Bu sonuç yakın zamanda Folk ve Dunn (2024) tarafından yürütülen önceden kaydedilmiş çalışmaların sistematik bir incelemesinde test edilmiştir. İncelemeleri üç tür müdahaleyi kapsıyordu: kişinin hayatına belirli eklemeler yapmaya odaklananlar (örn: şükretmek, meditasyon yapmak), kişinin hayatından bir şeyler almaya odaklananlar (örn: hoş olmayan zaman kullanımını azaltmak, sosyal medya kullanımını azaltmak) ve daha çok bir nüfusa odaklananlar (örn: devlet mali desteği, işyeri müdahaleleri gibi).
Çalışma sonuçlarının raporlanması kapsamlı olsa da, incelemelerinden elde edilen beş kayda değer bulgu şunlardır:
1- Kategorisi ne olursa olsun müdahalelerin çok azı tutarlı bir şekilde güçlü etkiler göstermiştir. Gözlemlenen herhangi bir etki tipik olarak en iyi ihtimalle küçük ila orta düzeydeydi ve herhangi bir etkinin gözlemlenip gözlemlenmediği açısından çılgınca tutarsızdı.
2- Bir miktar etkililik gösteren müdahalelerin çoğu bunu kısa vadede yapmış, uzun vadeli faydalara dair çok az kanıt (veya bunlara gerçekten odaklanma) olmuştur. Bir müdahalenin hemen ya da kısa bir süre sonra fayda sağladığını gösterebilmek, etkililik iddialarını desteklemek için yeterli olsa da, bu tür faydalar hızla yok oluyorsa, gerçekten ne kadar fayda sağlarlar.
3- En tutarlı ve güçlü etkiler (sadece üç çalışmada görülmekle birlikte) sosyalliği artırma konusunda ortaya çıkmıştır. Bununla birlikte, şükran duymak, başkaları için para harcamak ve mutlu davranmak, çoğu kısa ömürlü olsa da, tutarlı olarak küçük ila orta dereceli faydalar göstermiştir.
4- En tutarlı şekilde zayıf/etkisiz müdahaleler sosyal medya/akıllı telefon kullanımının azaltılmasını içeriyordu. Bu tür müdahaleler sezgisel görünse de, çok az etkisi olabilir veya hiç etkisi olmayabilir (meditasyon için de gözlemlendiği gibi).
5- Müdahalelerin çok azı önceden kaydedilmiş çalışmalarla kapsamlı bir şekilde değerlendirilmiştir. En çok çalışılan müdahaleler başkalarına yardım etmek (başkaları için para harcamak dahil), mutlu davranmak ve hükümetler tarafından mali kaynak sağlanmasıdır.
İncelemenin Çıkarımları Nelerdir?
Folk ve Dunn’ın sistematik incelemesinden çıkarabileceğimiz iki ana sonuç var. Birincisi, genel olarak, insanların uzun vadeli mutluluklarını güvenilir bir şekilde -en azından programlı bir müdahale yoluyla- iyileştirebileceklerine dair çok az kanıt olduğudur. Bu tür müdahaleler bazı kısa vadeli faydalar sağlayabilirken, bu tür müdahalelerin kalıcı bir etkisi olacağına inanmak için çok az neden vardır. Uzun vadeli mutluluk gelişimi söz konusu olduğunda bu karamsarlığın büyük bir nedeni, insanların çoğunun büyük yaşam olayları yaşadıklarında başlangıçtaki mutluluk seviyelerine dönme eğiliminde olmalarıdır (boşanma, yas veya evlilik gibi). Mancini ve arkadaşlarının çalışmasında (2011), olaydan hemen sonra belirgin düşüşler veya artışlar gösterenler bile sonunda çoğu zaman başlangıçtaki mutluluk seviyelerine yaklaşmışlardır. Mancini ve arkadaşlarının çalışması, insanların değişen yaşam koşullarına (hedonik adaptasyon olarak da adlandırılır) oldukça uyumlu olma eğiliminde olduğunu gösteren birçok çalışmadan sadece biridir.
İkinci çıkarım ise, ne kadar süreceği belirsiz olsa da sosyalliğin kişinin mutluluğunu artırmanın güvenilir bir yolu olabileceğidir. İlk çıkarım bağlamında düşünüldüğünde bu biraz zıt gibi görünse de, sosyalliğin kendi başına mutluluğu artırmasından ziyade, sosyalliğin bir sosyal destek ağı kurmak ve sürdürmekle ilgili olmasıyla ilgisi olabilir. Yüksek kaliteli sosyal ilişkilere sahip olmak mutluluğun en tutarlı belirleyicisidir, ancak aynı zamanda insanların stres yönetim yetenekleri ve yalnızlık deneyimleriyle de güçlü bir şekilde bağlantılıdır. Bu nedenle, kaliteli bir sosyal destek ağına sahip olmak, refahın çeşitli yönleri için önemlidir ve sosyallik, böyle bir ağı geliştirmenin ve sürdürmenin bir yoludur.
Kişinin sosyal ağını güçlendirmek esenlik için faydalar sağlayabilirken, mutluluğu kendi başına bir hedef olarak aramanın genellikle hoşnutsuzluk gibi paradoksal sonuçlar doğurduğunu kabul etmek de önemlidir. Genellikle bizi neyin mutlu edeceğini bilmeyiz ve bu nedenle mutluluğun peşinden gitmek genellikle hayal kırıklığına yol açar. Pinsof’un (2023) savunduğu gibi, mutluluğun doğrudan arayışla elde edilebileceği inancı bir efsanedir. Bu, güçlü bir sosyal destek ağına sahip olmanın, başkalarına yardım etmenin ya da diyetinizi değiştirmenin bir şekilde sizin için kötü olduğunu söylemek değildir. Kötü değiller. Bunlardan herhangi biri (Folk ve Dunn’ın incelemesinde tartışılan diğerlerinin yanı sıra) siz ve çevrenizdekiler için faydalı sonuçlar doğurabilir. Sadece bunların sizi mutluluğa götürmesini beklemeyin.
Uzm. Psikolog Seliyha Elbeyoğlu tarafından web sitesinde kulanılmak üzere Psychological Today’ da yayınlanan makalelerden derlenerek Türkçe’ye çevrilmiştir.