Bilişsel Davranışçı Terapi Nedir?
Bilişsel Davranışçı Terapi; bireylerin hislerinin ve davranışlarının düşünceleri tarafından belirlendiğini savunan yapılandırılmış bir psikoterapi yöntemidir. 1980’li yıllarda ortaya çıkan bilişsel davranışçı terapi günümüzde psikoterapi alanına öncülük etmektedir. Bilişsel ve davranışçı yaklaşımları bütünleştiren bilişsel davranışçı terapi; depresyon, anksiyete bozuklukları, panik bozukluk, sosyal fobi, travma sonrası stres bozukluğu, kişilik bozuklukları, obsesif-kompulsif bozukluk ve şizofreni tedavisinde etkinliği kanıtlanmış bir psikoterapi türüdür.
Bilişsel davranışçı terapiye göre, bireyin duygularını belirleyen şey olaylar değil, algıları veya olaylara yüklediği anlamlardır. Bireyler içsel ve çevresel olaylara düşünce yapıları doğrultusunda anlamlar yüklemektedir. Bireylerin hatalı düşünce yapılarını olumsuz otomatik düşünceleri ve işlevsel olmayan inançları oluşturmaktadır. Kişilerin bu hatalı düşünce ve inançları, uyumsuz davranış ve duyguların ortaya çıkmasına sebep olmaktadır. Bu sebeple bilişsel davranışçı terapinin esas hedefi bilişsel ve davranışsal teknikler yardımıyla hatalı düşüncelerin doğru düşüncelerle değiştirilmesini sağlamaktır. Bu sayede uyumsuz davranışlarda olumlu değişikliklerin gözlemlenmesi mümkün olmaktadır.
Bilişsel Davranışçı Terapi ve Hatalı Düşünceler
Bilişsel davranışçı terapide bilişsel yapı üç şekilde ele alınmaktadır.
- Kişilerin kendileri, başkaları ve çevre hakkında sahip olduğu ve koşulsuz bir şekilde kabul ettiği temel inançları vardır. Kişilerin çaresiz ve yetersiz olduklarına veya sevilmediklerine dair inançları üç temel ana inancı oluşturmaktadır.
- Kişilerin temel inançları doğrultusunda şekillendirdiği ve benlik saygısını etkileyen kuralların bulunduğu ara inançları vardır.
- Kişiler, çeşitli deneyimleri esnasında kendiliğinden, otomatik bir şekilde ortaya çıkan düşüncelere sahiptir. Bu düşünceler otomatik veya hatalı düşünceler olarak tanımlanmaktadır.
Sevilmediğine dair temel inancı bulunan bir kişinin ara inancı “Eğer biri beni sevmiyorsa, sevilebilecek birisi değilimdir.”, otomatik inancı ise “Kimse beni sevmeyecek” şeklinde gelişebilmektedir.
Bilişsel yapıda farklı türde otomatik düşünceler yer almaktadır.
- Felaketleştirme: Kişiler yaşanan olaylar karşısında en kötü senaryonun gerçekleşeceğini düşünmektedir.
- Ya Hep Ya Hiç: Kişiler yaşamın iki seçenekten ibaret olduğuna inanmaktadır.
- Olumluyu Göz Ardı Etme: Kişiler olumlu şeyleri göz ardı ederek olumsuz durumlara odaklanmaktadır.
- Zihin Okuma: Kişiler, diğer insanların düşüncelerini bildiğini sanmaktadır. Diğer kişilerin de kendisinin düşüncelerini bildiği inancına sahiptir.
- Kişiselleştirme: Kişiler kendileriyle alakası olmayan durumların bile sorumluluğunu üstlenmektedir.
- Mükemmeliyetçilik: Kişiler her şeyde mükemmellik aramaktadır.
- Ya Olursa: Kişiler olmayan veya olmayacak şeyler konusunda kaygı duymaktadır.
- Olmalı (Zorundalık): Kişiler kendilerini olması gerekenler konusunda tutsak hissetmektedir.
- Aşırı Genelleme: Kişiler bir olaya bağlı kalarak büyük bir sonuca varma eğilimindedir.
- Etiketleme: Kişiler kendilerinin ve başkalarının bir tutumlarından olumsuz genel bir değerlendirmeye varmaktadır.
Bilişsel davranışçı terapide, temel ana inançlar veya ara inançlar yerine öncelikli olarak otomatik düşüncelerin tespit edilmesi hedeflenmektedir. Bunun sebebi otomatik düşüncelerin değişime daha açık düşünce yapıları olmasıdır. Terapinin ilerleyen aşamalarında ise kişinin işlevsel olmayan temel inançları işlevsel olanlarla değiştirilmektedir.
Bilişsel Davranışçı Terapide Kullanılan Yöntemler
Hatalı düşüncelerin tespit edilmesi, yerine doğru düşüncelerin yerleştirilmesi, işlevsel olmayan tutum ve davranışların işlevsel olanlarla değiştirilmesini kapsayan terapi süreci boyunca çeşitli yöntemlerden yararlanılmaktadır.
- Kişilerin düşünce yapılarındaki hatalarını anlamasına yardımcı olacak sorular sorulmaktadır.
- Kişilere olumsuz düşünce akışını durdurma yöntemi öğretilmektedir.
- Kişiler objektif ve gerçekçi olmaya yönlendirilmektedir.
- Kişilerin çeşitli sorunlar karşısında baş etme stratejileri geliştirmesi sağlanmaktadır.
- Kişilerin tekrarlanan sıkıntıları önleyebilmesi öğretilmektedir.
- Kişilere gevşeme teknikleri öğretilmektedir.
- Kişiler, yapmaktan kaçındığı faaliyetlere başlaması konusunda teşvik edilmektedir.
Bilişsel Davranışçı Terapinin Önemi
Bilişsel davranışçı terapide şimdiki zamana ve var olan probleme odaklanılmaktadır. Terapi sürecinin başlangıcında terapist etkin durumdadır, süreç ilerledikçe terapistin desteğiyle kişilerin sürece katılımı sağlanmaktadır. Problem çözme yöntemlerinin öğretilmesini kapsayan terapi süreci sonunda kişiler karşılaştıkları yeni durumlarda öğrendiği becerileri kullanabilir hale gelmektedir. Eğitsel bir terapi yöntemi olan bilişsel davranışçı terapinin en önemli özelliği kişilere kendi kendilerinin terapisti olabilmeyi öğretmektir.