Sosyal Medya Çağında Üç Benliğimiz
Benlik sadece zihnimizde değil, dünya çapındaki sosyal ağın vahşi ortamında…
Anahtar Noktalar:
* İnsanların birden fazla kimliği vardır: kim olduklarını düşündükleri, kendilerini nasıl sundukları ve başkalarının onları nasıl gördüğü.
* İnternet çağında insanlar kimliklerini internete ne koydukları ve nasıl koydukları üzerinden oluşturmaktadır.
* Diğer sosyal medya kullanıcılarının tepkileri çevrimiçi kimlik oluşumunda kritik bir rol oynamaktadır.
Sosyal medya çağında üç benliğimiz var: kim olduğumuzu düşündüğümüz, kendimizi çevrimiçi ortamda nasıl sunduğumuz ve diğer sosyal medya kullanıcılarının bizim hakkımızda ne düşündüğü.
Temsil Edilen Benlik
Deneyimlerimiz, başkalarıyla ve çevremizdeki dünyayla etkileşimlerimiz sayesinde kim olduğumuza dair bir algı geliştiririz: sevdiğimiz şeyler (örneğin: okumak, yemek pişirmek, yürüyüş yapmak), kişisel özelliklerimiz (örneğin: zeki, komik, dışa dönük), evdeki ve işteki önemli ilişkilerimiz ve sosyal kimliklerimiz (örneğin: meslek, siyasi aidiyet, din). Ben bu benliğe temsil edilen benlik diyorum. Bu kendimizi “özel olarak” nasıl gördüğümüzdür. Temsil edilen benliğin ilkel biçimi, bebeklerin kendilerini aynada tanımaya başladıkları yaşamın ikinci yılının sonunda ortaya çıkar. Dünyayı deneyimlemeye devam ettikçe temsil edilen benlik giderek daha zengin ve karmaşık hale gelir ve bu da deneyimlerimizi ve davranışlarımızı şekillendirir.
Kayıtlı Benlik
Sosyal medyanın her yerde olmasıyla birlikte, hayatlarımız ilerledikçe görüşlerimiz ve deneyimlerimiz hakkında çevrimiçi paylaşımlarda bulunuyor, başkaları için yararlı veya ilginç olabileceğini düşündüğümüz bilgileri paylaşıyor ve başkalarının paylaşımlarını yeniden yayınlıyor, beğeniyor ve yorum yapıyoruz. Bunu öncelikle kendimizi ifade etmek ve sosyal olarak bağlı hissetmek için yaparız. Ayrıca ikna etmek, bilgilendirmek veya tavsiye aramak ya da sempati yaratmak için de çevrimiçi paylaşımlarda bulunabiliriz.
Çevrimiçi faaliyetlerimiz aracılığıyla, kayıtlı benlik olarak adlandırdığım, kim olduğumuzun dijital bir uzantısını ediniriz. Bu, sosyal medya platformlarının açık ve kamusal alanında kendimizi başkalarına nasıl sunduğumuzdur. Kayıtlı benlik, bir filtre aracılığıyla ortaya çıkan ve genellikle başkalarının bizi nasıl görmesini istediğimizi yansıtan temsil edilen benliktir. Sonuç olarak, paylaştıklarımız konusunda seçici olma eğilimindeyizdir; örneğin olumsuzdan çok olumlu, sıradan olandan çok önemli, bayağı olandan çok ilginç vb. bilgilerin yanı sıra bu bilgileri nasıl paylaştığımız konusunda da seçici davranırız; örneğin özgün, kendini açığa çıkaran ve canlandırıcı olmak gibi.
Deneyimlerimizi nasıl ve ne şekilde paylaştığımız daha sonra hayat hikayelerimizi nasıl hatırladığımıza ve anlattığımıza dönüşür. Kayıtlı benlik, izleyicilerimizden gelen geri bildirimlere göre neyi nasıl paylaşacağımızı ayarladığımız için akış halindedir. Paylaşımlarımız çok sayıda beğeni ve yorum aldığında benzer şeyler yazmaya devam eder, paylaşımlarımız tepki almadığında ise konuları değiştiririz. Kısa, sık ve gerçek zamanlı “şu anda ne yapıyorum” paylaşımları yaparak ve izleyicilerimizden anında tepkiler alarak, bu duygu ne kadar geçici olursa olsun, başkalarıyla sürekli bir bağlantı duygusu hissederiz.
Çıkarsanan Benlik
Sosyal medya kullanıcılarımız paylaşımlarımızdan ve diğer çevrimiçi faaliyetlerimizden kim olduğumuzu gerçekten anlıyorlar mı? Ne tür insanlar olduğumuzu açıkça tanımlayan kişisel bir profilimiz olmadığı sürece, bu bilgi hedef kitlemiz için net değildir. Başka bir deyişle, diğer sosyal medya kullanıcılarının temsil edilen özel benliğimize doğrudan erişimi yoktur; tek gördükleri, çevrimiçi faaliyetlerimiz aracılığıyla onlara nüfuz eden kayıtlı benliğimizdir.
Daha sonra, benim çıkarımsal benlik olarak adlandırdığım, izleyicilerimizin sosyal medya paylaşımlarımıza dayanarak ve paylaşımlarımızla çeşitli şekillerde etkileşime girerek kim olduğumuza dair bir izlenim oluşturdukları durum gelir. Paylaşımlarımız genellikle ne yaptığımıza ya da ne düşündüğümüze dair dağınık ve aralarında belirgin bir mantıksal bağlantı olmayan bilgi parçaları olduğundan, izleyicilerimizin kim olduğumuza dair bir anlayışa ulaşmak için noktaları birleştirmeleri gerekir. Sonuç olarak, diğer sosyal medya kullanıcılarının bizi bizim kendimizi gördüğümüz gibi görmemesi gibi tutarsızlıklar ortaya çıkabilir. Örneğin, bizi düşündüğümüz kadar dışa dönük ya da özgüveni yüksek biri olarak görmeyebilirler.
Paylaşımlarımızda multimedya araçlarını (ör. resimler, videolar, bağlantılar) kullanmak, hakkımızda daha fazla bilgi aktarmaya yardımcı olur ve hedef kitlemizin kim olduğumuz hakkında daha doğru çıkarımlarda bulunmasını sağlar. Çıkarsanan benlik, paylaşımlarımız ve diğer faaliyetlerimiz aracılığıyla hedef kitlemizle etkileşim kurmaya devam ettikçe güncellenmektedir. Başkalarının bizimle çevrimiçi etkileşime girme şeklini ve dolayısıyla kendimizi çevrimiçi olarak nasıl sunduğumuzu ve kendimizi özel olarak nasıl gördüğümüzü etkileyebilir.
Sonuç
Üç benliğimiz, sosyal medya çağına özgü dinamik bir benliğin birbiriyle ilişkili bileşenleridir. Özgünlüğü kapsarlar, sosyal olarak temellendirilirler ve teknolojik araçlarla desteklenirler. Benlik duygumuzun inceliklerini anlamak, dijital olarak aracılanmış dünyada etkin bir şekilde yol almamıza yardımcı olur.
Uzm. Psikolog Seliyha Elbeyoğlu tarafından web sitesinde kulanılmak üzere Psychology Today’ de yayınlanan makalelerden derlenerek Türkçe’ye çevrilmiştir.
MyKlinik.